SOSYAL MEDYA VE SİYASET/ FACEBOOK VE ABD SEÇİMLERİ 

Sosyal medya ve siyaset arasındaki ilişki ve birbirleri üzerindeki etkisi son yıllarda giderek arttı. Tabii bu etkinin kaynağı, sosyal medya platformlarının kullanıcılarına sunduğu interaktif özellikler ve kullanıcıların birbirleriyle etkileşimleri. Sosyal medya, tüketici davranışlarını, hayat tarzlarını değiştirdiği gibi, siyaseti de etkiliyor. Siyasi kampanyaların ve adayların birçok insanın dikkatini çekmesi ve mesajlarını hızla yaymaları için etkili bir araç haline geldi. Ayrıca, seçmenlerin karar verme sürecindeki bilgi arama ve fikir değiştirme davranışlarını da etkileyen bir noktada.

Sosyal medya ve siyaset üzerindeki etkisine dair tartışmalar, hala oldukça yoğun bir şekilde sürüyor. Bazı araştırmacılar, sosyal medyanın seçimlere katılımı artırabileceği ve demokrasiye olumlu etkisi olabileceği görüşündeler. Örneğin, Facebook’un 2010’da yaptığı çalışmada, oy vermeyle ilgili mesajların kullanıcılara gösterilmesinin katılım oranlarını artırdığını buldular. Ancak diğer birçok araştırma, sosyal medyanın seçimler üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabileceğini öne sürüyor. Özellikle, sosyal medya platformları, siyasi haberlerin yayılması için en çok kullanılan araçlardan biridir. Bu haberlerin doğruluğu ve kaynağı konusunda belirsizlikler olduğunda, seçmenlerin karar verme sürecine olumsuz etki eder. Ayrıca, seçmenlerin farklı görüşlerle karşılaşmasına, bu görüşleri daha radikal hale getirmelerine neden olduğu da görülüyor.

Sosyal medyanın seçimler üzerindeki etkisi hakkında yapılan araştırmalar, platformların seçim sonuçlarını doğrudan etkileyeceği konusunda kesin sonuç vermiyor. Ancak, sosyal medyanın seçmen davranışları üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu kesin bir gerçek. 

Sosyal medya ve siyaset arasındaki ilişki

SOSYAL MEDYA VE SİYASET ARASINDAKİ İLİŞKİ 

Sosyal medya ve siyaset arasındaki ilişki oldukça karmaşık ve çok yönlüdür. Siyasi kampanyaların ve adayların mesajlarını hızla yaymaları için, sosyal medya etkili bir araç. Ayrıca, sosyal medya, siyasi liderlerin seçmenlerle daha sıkı bağ kurmalarına ve seçmenlerin siyasi sürece daha fazla katılımına olanak tanıyor.

Sosyal medyanın siyaset üzerindeki etkisi, öncelikle siyasi kampanyaların nasıl yürütüldüğü mesajların nasıl yayıldığı konusunda belirginleşiyor. Sosyal medya platformları, siyasi kampanyaların seçmenlere ulaşmak için kullandıkları en etkili araçlardan biri. Özellikle genç seçmenlerin büyük bir kısmı sosyal medyada aktif. Bu nedenle, siyasi kampanyalar bu platformları kullanarak hedef kitlelerine ulaşabiliyor. Sosyal medya ayrıca, seçmenlerin, siyasi liderlerin mesajlarını doğrudan görmesini sağlıyor.

Sosyal medya, siyasi sürece daha fazla katılım için de önemli bir araçtır. Seçmenlerin siyasi liderlerle doğrudan iletişim kurmalarına ve seçimler hakkındaki fikirlerini paylaşmalarına olanak tanıyor. Ayrıca, sosyal medya, seçmenleri politik sürece dahil etmek için kullanılan tartışmaların duyurulmasına da yardımcı oluyor. Ancak sosyal medyanın siyasi alan üzerindeki etkisi sadece olumlu değildir. Sosyal medya, seçmenleri yanlış bilgilendirme ve propaganda için de bir araç haline getirebilir. Bu nedenle, sosyal medya platformları, siyasi liderlerin mesajlarını ve politikacıların söylemlerini doğrulama ve yanlış bilgilendirmeyle mücadele etmek için daha iyi yöntemler geliştirmelidir.

sosyal medya ve siyaset/ Cambridge Analytica

CAMBRIDGE ANALYTICA SKANDALI  

Cambridge Analytica skandalı, 2018 yılında gerçekleşti. Facebook’un, Cambridge Analytica adlı bir veri analizi firmasının 87 milyon kullanıcının kişisel verilerini izinsiz olarak toplaması ve kötüye kullanmasıyla ilgili bir olaydır. Cambridge Analytica, birçok ülkede siyasi kampanyalara hizmet veren bir veri analizi şirketiydi. Şirket, kullanıcıların Facebook profillerindeki verileri toplamak için bir uygulama geliştirdi. Ardından uygulamayı kullanarak 270 bin kişinin kişisel verilerini topladı. Ancak, kişilerin izni olmadan, uygulama aracılığıyla toplanan veriler, kişilerin Facebook arkadaşları da dahil olmak üzere 87 milyon kullanıcının verilerini içerecek şekilde genişledi. 

Bu veriler, Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimleri sırasında Trump’ın seçim kampanyasına yardımcı olmak için kullanmışlardı. Cambridge Analytica’nın verilerle seçmen davranışlarını analiz etmek, siyasi reklamlar hedeflemek için psikografik profiller oluşturduğu söylemişlerdi. Ayrıca, Britanya’nın AB’den ayrılma referandumunda da hizmet verdiği ve burada da aynı taktikleri kullandığı iddia edilmişti.

Cambridge Analytica skandalı, birçok ülke ve hükümet tarafından ciddi şekilde eleştirildi. Facebook, kullanıcıların kişisel verilerinin korunması konusunda yetersiz olduğu için eleştirildi. Sonrasında birçok kullanıcı, Facebook’u terk etmeye başladı. Facebook, kullanıcıların verilerinin korunması konusunda daha sıkı politikalar benimseyeceğini, daha iyi güvenlik önlemleri alacağını açıkladı. 

Cambridge Analytica skandalı, dünya genelinde veri güvenliği konusunda ciddi endişeleri artırdı. Bu olayın ardından, düzenleyici kurumlar daha sıkı veri koruma politikaları benimsemeye başladılar.

Facebook ve ABD seçimleri

FACEBOOK VE ABD SEÇİMLERİ 

2016 ABD Başkanlık seçimlerinde, Facebook’un, Rusya’nın seçimlere müdahale etmesine olanak tanıyan bir araç haline geldiği iddia edilmişti. Bu iddialar, Facebook’un Rusya tarafından kullanılan reklamların ve yanıltıcı haberlerin yayılmasına izin verdiğini ortaya koymuştu. Bu olayların ardından Facebook, seçimlere müdahale eden içeriği kaldırmak için daha sıkı kurallar getirdi. Ancak 2020 ABD başkanlık seçimleri sırasında, Facebook yine tartışmalı bir konu haline geldi.

Seçimler öncesinde ve sonrasında, Facebook’un seçimlere müdahale eden içeriklerin yayılmasına izin verdiği iddia edildi. İddiaları, Facebook’un seçim sonuçlarının doğru bir şekilde açıklanmasını engellediği ve seçim sürecine zarar verdiği şeklinde yorumlamışlardı. Özellikle seçim kampanyaları sırasında, adaylar, Facebook reklamlarını, seçmenlerin dikkatini çekmek için kullandı. Facebook, seçmenlere doğrudan erişim sağlamak için kullanılan bir platform ve politik reklamların hedef kitlelere ulaşması için oldukça etkili bir araçtır. Ancak, politik reklamların doğru bir şekilde hedeflenmesi ve içeriğinin doğruluğu konusunda ciddi endişeler ortaya çıktı.

2020 seçimlerinde, Facebook, politik reklamların hedef kitlelerine gösterilmesi konusunda daha sıkı kurallar getirdi ve politik reklamların doğruluğunu denetlemek için bir dizi önlem aldı. Ancak, Facebook’un bu önlemleri yeterli değil gibi göründü. Seçim sonuçları hakkında yanıltıcı içeriklerin yayılmasına izin verildiği iddiaları gündeme geldi. Facebook ve ABD seçimleri arasındaki ilişki oldukça karmaşık ve çok yönlüdür. Facebook, seçim kampanyaları için oldukça etkili bir araç. Ancak doğru kullanılmadığında seçim sonuçlarını etkileyecek bir potansiyele sahiptir.